12 Aralık 2013 Perşembe

Renk Körü



  Büyük sorunun siyahla beyaz arasında olmayan bi rengin tam üzerindeki göze bakan lekeye bakabilirsen cevabını bulursun.

  Özlemler bile artık o kadar renkli ki insan hüzünlenemiyor. Hiçbir kara tren vedasını bilmiyorum artık o kadar teknolojik ki artık gidişi bile vız diye oluyor, el sallamaya bile vakit yok.

  Herkesten gizli gizli gizlediklerimizin gizemine boğulmuşken hem de hiç vakit yok yaşamaya, ışığa bakmaya. Ayırt edemiyorum bile o kadar renkli ki 'O' bırak algılamayı, derinlik sarhoşluğuna vâkıf oluyorum. Doyuyorum açlığıma.

  Sessiz orkestramın şefi olmaya niyetlenmiş sefillerin -maddi değil de manevi sefaletten nasibini almamış- kendinde boğulmuş denizin suyu; önce ciğerlerinde acı suyu kus yerlere. Sonra boşaltırsın nefretini rahatça bana. Yutkunma boş yere, daha da bulanır miden.

  Bunlar diyeceğimin tek noktası bile değil. Sığmadı sığamaz buralara, beyaz kağıtları lekelemenin hiç bir anlamı yok boşuna.

  Derinlerde ara beni bakarsın su yüzünde çıkarım. 


0 yorum: